Ekslibris ya da Ex Libris nedir

ex libris özlü yazılı etiket
ekslibris

Kitaplarınıza ne kadar düşkünsünüz? Ödünç kitap verir misiniz? Ne kadarı size geri geldi? Geri istemeye utanıyor musunuz? O zaman sizin de bir ekslibris edinme zamanınız geldi demektir! Ama durun, hem kitap kurdu hem bir sanatsever iseniz, koleksiyoncuya dönüşmeniz an meselesi!

Kitap, özel mülkiyet ve itibar

Kimileri malını mülkünü korumaya çok önem verirken kimileri de “özel mülkiyet” kavramından özenle uzak durur, “mal canlısı” gözükmekten korkar. Bazıları vardır ki “malda mülkte gözüm yok ama kitaplarıma gelince iş değişir” der. İşte bu gruptakiler, kitabın özel mülkiyete konu olabildiği zamanlardan bu yana, çareyi kitaplarının bir tür tapusu nu çıkarıp, yine kitaplarına yapıştırmakta bulmuşlar. Bu “kendine has tapu”, sahibinin adı ve soyadının yanı sıra onun ayırdedici özelliklerini simgeleyen görseller, özlü yazılarla tasarlanmış ve özgün ya da matbaada basılmış küçük boyutlu bir etiketten ibaret. Yani “ekslibris” ya da “ex Libris”...

Ekslibrisin etimolojisi ve işlevi

 “Ekslibris”, Latince “ex” ve “libris”ten oluşmuş bir sözcük. “ex” hem “önceki” hem de “...‘den/ ..’dan” demek. “libris” de “kitaplık, kütüphane, kitaplar”. Arkasından kitaplık sahibinin adı ile birlikte kullanıldığında, kitabın kime ait olduğunu gösteriyor. Özgün ekslibrislere, soylu sahibinin arması ile güçlü yanlarını ima eden yazılı-görsel mesajlar da içerip, onun itibarını artırma gibi bir işlev daha yüklenmiş.

İngilizcesi “bookplate”; “kitap levhası”. Tasarım fazla basit ise o zaman “kitap etiketi”; “booklabel” sınıfına giriyor! ABD’de 18. ve 19. yüzyıllarda söz konusu aidiyet, önceleri “bookrhyme”; “kitap şiiri” ile belli edilirken, 19. yy sonu ve 20.yy’da ekslibrise merak sarılmış. 1966’da kurulan “Uluslararası Ekslibris Dernekleri Federasyonu” (FISAE), resmi tanımında, tasarımın sanatsal nitelik taşıyabileceği gibi bunun şart da olmadığını, bir sanat eseri ya da kültürel değer sayılmayan ekslibrisin birincil amacının, aidiyet gösterme olduğunu vurguluyor. FISAE, 2012’de bu işlevin, ekslibrise yüklenebilecek bütün diğer toplumsal, sanatsal, edebi, tarihi ya da diğer rollerden bağımsız olduğuna dikkat çekmiş.

Matbaanın keşfinden günümüze

Matbaanın keşfinden önceki dönemlerde el yazması kitaplar, çok pahalı olduğundan, Ortaçağ’da kilisenin ve kimi soyluların, Rönesans’ta da daha az soylular, yeni zengin burjuvaların elindeydi. Bunların çalınmaması için kapak içlerine sahiplerinin armaları ekleniyor, hatta bulundukları kütüphaneye zincirleniyordu! Matbaanın keşfi pratik anlamda ekslibrisin de yaygınlaşmaya başladığı dönem. İlk ekslibrislerin 15nci yüzyılda Güney Almanya’da ortaya çıktığı bilinmektedir. Bunlardan biri, 1450 yıllarında “Igler” (kirpici) takma adıyla bilinen Alman papaz Johannes Knabenberg için yapılan ve çayırda çiçek dişleyen bir kirpinin resimlendiği ekslibris.

16. yy’da ekslibris bütün Avrupa’ya yayılmış. Albrecht Dürer, Lucas Cranach, Edvard Munch, Kaethe Kolwitz, Emil Nolde, Paul Klee, Pablo Picasso, Oscar Kokoschka gibi ünlü sanatçılar, zamanın önemli devlet ve bilim adamları için ekslibris yapmışlar. Basit bir ihtiyaçtan koleksiyon objesine Ekslibris, 1890’ların sonuna doğru başta Londra, Berlin ve Paris olmak üzere Avrupa’da bir koleksiyon objesi olmuş. 2012’deki ekslibris tanımında, sanatsal özelliğinin önemli olmadığına dikkat çeken FISAE, 2015 güncellemesinde, ekslibrislerin “...kitaplıklar için tasarlanmış olmakla birlikte günümüzde dünya çapında koleksiyonu yapılabilen, küçük ölçekli sanatsal grafikler”e dönüştüğünü belirtmiş. Nitekim, dünya üzerinde 30’dan fazla ülkeden üyesi bulunan FISAE’nin kongreleri, değiş tokuş için önemli fırsat oluşturuyor. İnternet üzerindeki müzayedeler de yoğun ilgi görüyor (Bkz: bookplatesociety.org, bookplate.org).

Bir ekslibrisi değerli kılan özellikler şunlar: Estetik bütünlük, resimyazı ilişkisi ve teknik mükemmellik, kişiye özel tasarım, konu, baskı tekniği, sayı ve sıra numarası, yapım tarihi ve sanatçısının imzası

Ekslibrislerin ortak özellikleri

Kullanıcının kitaplarının boyutuna göre hazırlanmakla birlikte en tercih edilen boyut 5 x 7,5 cm. Boyutun 13 x 13 cm’den büyük olmaması da tercih nedeni. Kalınlık yapmaması için kağıdın uygun gramajda olması gerekiyor. Özgün baskı, ekslibrislerin değerini artırmakla birlikte ofset, fotoğraf ve bilgisayarla tasarım da yapılıyor. Genellikle siyah beyaz kitaplara ağaç ve linolyum baskılar, renkli kitaplara litografiler, serigrafiler, çok değerli kitaplara ise gravürler konuluyor. Tıpkı özgün baskı resimde olduğu gibi sol alt köşede baskı tekniğinin simgesi, kaç adet basıldığı ve eldeki baskının kaçıncı olduğu, sanatçının adı ve yapıldığı yıl, eğer çalışma renkli ise kaç renk olduğu belirtiliyor.

Türkiye’de kitap sahipliği

Ekslibris Türkiye’ye Osmanlı Dönemi’nde Batı’dan gelen kitaplarla girmişse de Anadolu uygarlıklarından kalan “mühür” de sahibine özgü tasarım özellikleri ile bir tür arma, bir aidiyet göstergesi olduğu için bu işleviyle ekslibris sayılıyor. Gutenberg’in matbaayı keşfettiği 1493’ten İbrahim Müteferrika’nın 1727’de kurduğu ilk “Türk” matbaasına kadar geçen 234 yıl içinde Osmanlı’da gayrımüslimler tarafından 40’a yakın matbaa kurulmuş. İlk özel matbaa, 1882 yılında Ebüzziya Tevfik’in kurduğu Kitaphane-i Ebüzziya iken ilk yayınevi 1895’te Babıali’de Naci Kasım Efendi tarafından kurulmuş. Cumhuriyet’in ilanından sonra kitap sahibi olmak yaygınlaşmışsa da 1980’li yıllara kadar az sayıda meraklısı dışında, gümüş eşyasına inisiyal bastıran güngörmüş Türklerin bile ekslibris kullandığını söylemek zor. “Türkiye’de exlibris” denildiğinde ise ilk akla gelen Prof. Dr. Hasip Pektaş! İlki 1997’de Ankara’da kurulan Ekslibris Derneği, 2008’den beri etkinliklerine İstanbul’da yine Hasip Pektaş’ın kurduğu İstanbul Ekslibris Derneği olarak devam ediyor: www.aed.org.tr.


YA KEBİKEÇ!..
Eskiden insanlar, elyazması kitapları kurtlardan koruyabilmek için kitapların başına bir tılsım, bir koruyucu, bir göz boncuğu gibi düşündükleri Osmanlıca “Ya Kebikeç” yazarlarmış ve bu yazının kitabı koruyacağına inanırlarmış

Türkiye’de ekslibris sanatçıları

1980’li yıllardan beri yurt içinde ve dışında artık bizim de ödüllü sanatçı ve tasarımcılarımız var! “Ex Libris” kitabıyla da tanınan Prof. Dr. Hasip Pektaş başta olmak üzere işte onlardan bazıları: Ertan Aktaş, Ayşe Anıl, Nurgül Arıkan, Sevim Arslan, Onur Aşkın, Müjde Ayan, Tezcan Bahar, Vildan Çolak, Hakan Erkam, Nazan Erkmen, Elif Varol Ergen, Ayşen Erte, Erdoğan Ergun, Şükrü Ertürk, Yeşim Gazioğlu, Esra Kizir Gökçen, Yunus Güneş, Emel Gürsoy, Mine Gündüz, Deniz Karanis Huysal, Sema Ilgaz, Mürşide İçmeli, İsmail İlhan, Ayşegül İzer, Berran Kancal, Sevda Kantarcı, Ahmet Aydın Kaptan, Devabil Kara, Sadik Karamustafa, Mehmet Kavukçu, Hasan Kiran, Seydi Murat Koç, Emin Koç, Hayati Misman, Gökhan Okur, Erol Olcay, Tülay Öktem, Hatice Öz, Hande Özgeldi, Hasan Pekmezci, Nurten Seferoğlu, Nazan Tekbaş Tanyu, Özden Pektaş Turgut, Sema Ilgaz Temel, Ercan Tuna, Mehmet Ulusel, Ozan Uyanık, Faruk Ünver, Hira Nur Yıldız ve Fedail Yılmaz...

BİLİNEN EN ESKİ EKSLİBRİS

Antik Çağ ve Mısır uzmanı arkeologlar bilinen en eski ekslibrislerin Mısır firavunu III. Amenophis ve Kraliçe Tiy’e (Teie) ait olduğunu ileri sürüyor. Amarna kazılarında bulunan, açık mavi çini zemin üzerine koyu mavi hiyeroglifli levhanın üstündeki bir delikten de bu ekslibrisin değerli papirüslerin üzerine ya da onların saklandığı tahta sandıklara asıldığı sonucuna varılıyor. Bu levha şimdi British Museum’da, benzerleri de Louvre ve Yale’de bulunuyor.



Yorumlar