Eski dünyanın tuvalet kültürü

ilkçagda tuvalet kültürü
Latrina

Latrina, banyo, hamam, yıkama, yıkanma anlamına gelen Latince Lavare’den türemiş bir sözcük. Eski çağ şehirlerindeki ortak tuvaletlere bu ad verilmiş. İngilizcesi latrine. Bu sözcük “pit latrine” (“pislik çukuru”) olarak hâlâ yaşıyor. “pit latrine”, toprağa kazılmış bir çukur ve üzeri örtülü ilkel bir tuvalet demek. Vahim sağlık sorunlarına yol açtığından Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Afrika başta olmak üzere, gelişmemiş bölgelerde hâlâ yaygın kullanılan bu ilkel tuvaletlerin standartlarını da belirlemiş. Ülkemizde de Cumhuriyet’ten sonra çıkarılan Köy Kanunu ve diğer düzenlemelerle bu konu sağlıklı hale getirilmeye çalışılmıştı. İngilizce’de kimi kamp tuvaletlerine de aynı ad veriliyor. Arkeolojik terminolojide latrina, “ilk ve gelişkin örnekleri Roma Dönemi’nde görülen, su ve kanalizasyon sistemleri ile destekli, bir duvar boyunca yüksekçe bir seki üzerine açılmış deliklerden oluşan, önündeki oluktan su akan, genel tuvalet” anlamına geliyor.

İlk kanalizasyonlar, ilk tuvaletler...

Arkeolojik bulgular, eski çağlarda bu coğrafyalarda yaşamış uygarlıklarda, temizlik-pislik kavramlarının gayet iyi bilindiğini ve sadece içmek için değil, temizlik için de yerleşim alanlarına su getirildiğini gösteriyor. Kanalizasyon şebekesi izlerine ise ilk olarak Mısır, Mezopotamya, İndus Vadisi ve Küçük Asya, Miken ve Girit uygarlıklarında rastlanmış. MÖ 2. yy’a tarihlenen farklı tekniklerle yapılmış en eski sistemlerin izleri, Anadolu’da Hitit Dönemi’nde Yazılıkaya’da, Alaca Höyük’te ve Zincirli’deki Arslantaş’ta bulunmuş. Alacahöyük tabakasındaki kanalizasyon şebekesinde kil borular kullanılmış, Arslantaş’ta dikdörtgen kesilmiş kireçtaşı taşlarla düzenleme yapılmış ve kanalların içi asfaltla kaplanmış. Bunlar genellikle saraylar ve zengin evlerinde görüldüğünden ve temizlenmesi için hizmetli çalıştırılabileceği varsayıldığından genel olmayıp “özel tuvalet” olduklarına hükmedilmiş. İon uygarlığında bebekler, çocuklar, erkek ve kadınlar için farklı malzeme ve biçimlerde yapılmış ve tuvalet eğitiminin varlığını gösteren, “lazımlık”lar kullanılmış. Pella, Priene, Delos, Antioch (Antakya) ve Alexandria’da ise su sirkülasyonu ve atık kanalizasyon sistemine sahip tuvaletler saptanmış.


Mataellolardan Lavatrina’ya Roma Hukuku’nun tuvalete müdahalesi

Romalılar da tuvalet ihtiyacını Mataello denen özel kaplar ya da Sella pertusa denen ortası delikli sandalye biçimindeki oturaklarla giderir, sonra bunları ya ortak kullanılan bir foseptiğe ya da doğrudan pencereden sokağa boşaltırlarmış. Kimi varlıklı Romalılar altından ya da değerli taşlarla süslü Mataellolar da yaptırır, bunlarla ortalık yerde gösteriş yaparmış. Foseptikler ise temizlik işçileri tarafından geceleri boşaltılırmış. İnsula denilen çok kiracılı büyük evlerde tuvalet olarak binaya dahil edilmiş genel oturaklar kullanılırmış. Pencereden boşaltılanlar arttıkça sokaktan geçenlerin üzerine gelmeye ve onları olumsuz etkilemeye başlamış. O zaman da Roma Hukuku devreye girip, “mağdur”a dava açıp, tazminat isteme hakkını tanımış. Şayet “fail” belirlenememişse, tazminat o evde oturanların tümünden alınırmış.

Bir buluşma yeri olarak latrina

Pompei kazılarında, 300 evde görüldüğü gibi, evlerde, yıkanılan yerin içinde yapılıp atık su şebekesine bağlanan ilk tuvaletlerden sonra, su mimarisi ve mühendisliği geliştikçe genel tuvalet işlevli, kanalizasyon ve su şebekesi bağlantılı latrinalar yapılmaya başlanmış. MS. 1. yy’dan itibaren latrinaların sayısı hızla artarken MS. 2. yy ortalarında aynı anda 80-85 kişinin kullanabildiği latrinalar yapılmış. En tipik örnekleri başta Roma olmak üzere Pompei, Atina, Ostia, Küçük Asya’da Ephesos, Pergamon, Metropolis, Sardes, Magnesia, Side’de ve Kıbrıs’ta Salamis gibi şehirlerde yer alıyor. Buralarda ihtiyaç giderildikten sonra gene ortak kullanılan ucu süngerli bir sopa ile silinilirmiş. Bunlar tuvaletlerin önüne konan kovalar ya da ortadaki bir küçük havuzda durur, kullanıldıktan sonra aynı yerde yıkanıp bir başkasına geçirilirmiş. Bu yüzden hastalıklar artınca tıp bilginleri de bu soruna dahil olmuş. Önceleri fakir halkın kullandığı latrinalar sonradan imparatorluğun güç göstergelerinden biri olarak daha özenli hatta ihtişamlı biçimler aldığında önemli siyasetçiler ve zenginler de burada toplanmaya ve ihtiyaç giderirken sohbet etmeye, kimi önemli konularda burada karar da almaya başlamışlar. Eh, ziyafetleri 20 saate yakın süren Romalıların latrina muhabbetine de şaşılmasa gerek.


Yorumlar