Mars hakkında ilginç bilgiler ve bilinmeyenleri

Güneş'ten uzaklığına göre 4. sırada yer alan ve Merkür'den sonra Güneş sisteminin en küçük 2. gezegeni olan Mars Dünya'nın kuzeni olarak düşünülebilir.

1- Bir Mars günü bir Dünya gününden sadece birazcık daha uzun. Bir Dünya günü yaklaşık 24 saat iken, bir Mars günü yaklaşık 24 saat 40 dakika. Yani bir gün Mars'a insan ayak basarsa gündüz ve geceye uyum sağlamakta zorluk çekmeyecek gibi görünüyor.

2- Dünya ile Mars arasındaki bir diğer benzerlik ise mevsimsel değişimler. Bildiğimiz gibi mevsimlerin oluşma nedeni Dünya'ya gelen Güneş ışınlarının açısında yıl boyunca meydana gelen değişimlerdir.

Bunun nedeni de Dünya'nın Güneş etrafındaki yörüngesinde 23.5 derecelik bir eğiklikle durmasıdır. Ancak Mars için bu eğiklik açısı 25.2 derecedir.

3- Bir Mars yılı (686 Dünya günü) yaklaşık 2 Dünya yılına eşittir. Bu da demek oluyor ki bir Mars mevsimi bir Dünya mevsiminden yaklaşık 2 kat daha uzun sürüyor.

İşte bu nedenlerle Dünya'nın neredeyse yarısı büyüklüğündeki Mars Dünya'nın minik kuzeni olarak görülebilir.


Mars aslında ölümcül bir gezegendir. Bunun iki ana nedeni var.

1. Mars'ta sıcaklık çok düşüktür ve -87 santigrad dereceye kadar düşebilir. Adeta Antartika! Mars üzerinde sıcaklık aslında 0'ın üzerine nadiren çıkar.

2. Mars'ta Dünya'dakine benzer bir atmosfer yoktur. Dünya atmosferinin %1'inden bile daha incedir. Mars atmosferinin neredeyse %95'i karbon dioksitten oluşuyor! Yani Mars yüzeyinde özel kıyafetler olmadan dolaşmak imkânsızdır.

Adını Roma savaş tanrısından alan Mars 'kızıl gezegen' olarak adlandırılır. Bunun nedeni yüzeyindeki demir oksittin (yani demirin paslanması olayı) gezegene kan gibi kızılımsı bir renk vermesidir.

'AY'A AYAK BASILMADAN 5 YIL ÖNCE MARS ZİYARET EDİLDİ

Rusya, ABD, Avrupa ve Hindistan tarafından bugüne kadar onlarca uzay aracı Mars'a gönderildi. Mars ilk kez 1964 yılında bir uzay aracı tarafından ziyaret edildi.

Yani Ay'a ayak basılmadan 5 yıl önce! Marine 4 isimli NASA'ya ait bu araç Mars'a ilk kez en yakın geçişi yapan uzay aracı oldu. Daha sonra Mars etrafında bir yörüngede dolanacak şekilde tasarlanan birçok uzay aracı gönderildi. Birçok deneme başarısız olsa da bazıları uzun süre Mars etrafında dolanarak gezegenin ayrıntılı görüntülerini elde etti.

Mars yüzeyine inmek ise daha büyük bir çaba gerektiren daha karmaşık bir iş.

MARS'A İNSANLI UZAY ARACI GÖNDERİLMESİ PLANLANIYOR

NASA Mars'taki geçmiş ve eğer varsa hali hazırdaki yaşam olasılıklarını araştırmak için 'Seek Signs of Life - Yaşam İşaretlerinin Peşinden Koş' isimli bir Mars araştırma programını sürdürüyor. Bu amaçla yakın bir gelecekte başka uzay araçları da Mars'a gönderilecek. Örneğin, NASA 425 milyon dolarlık InSight isimli bir aracı 2016 yılında gönderip Mars yüzeyinin daha derinlerini sismik açıdan incelemeyi planlıyor. Mars 2020 Rover isimli robotik araç ise 2020 yılında Mars'a gönderilecek ve öncelikli amacı Mars üzerinde yaşam arayışı olacak. Belki de Mars ile alakalı en heyecan verici proje NASA'nın Orion isimli projesi. Bu proje 4 astronotu Güneş sistemimiz içeresinde daha uzaklara götürebilmek amacıyla NASA tarafından halen geliştirme aşamasında olan bir insanlı uzay aracı projesi. NASA 2050 yılına kadar Mars'a insanlı uçuş gerçekleştirmeyi planladığı bu proje üzerinde hala çalışıyor ve sürekli testler yapıyor.

NEDEN MARS'I BU KADAR ÖNEMSİYORUZ

Peki neden bazı devletler milyarlarca dolar yatırıp Mars'ı ve genel anlamda yaşadığımız evreni anlamaya çalışıyor? Aslında bunun çok mantıklı ve ileri görüşlülük timsali birçok nedeni var. 2005 yılında Mars'ın kuzey kutbundaki bir krater içerisinde su buzu bulunması Mars'taki hayat arayışında önemli bir adım oldu. Yakın bir zamanda elde edilen bulgular gösteriyor ki Mars yüzeyinde geçmişte devasa okyanuslar vardı. Su bildiğimiz anlamda bir yaşam formu için anahtar özellik taşıyan bir molekül. Vücudumuzun ve gezegenimizin yüzeyinin büyük bir çoğunluğu su. İşte bu nedenle su varsa hayat vardır diye düşünüyoruz. Eğer Mars geçmişte okyanuslara sahip ise bu bir zamanlar Mars'ta hayat olduğu anlamına geliyor. Peki ne oldu da Mars bir anda iklimsel değişimlere uğrayıp yüzeyindeki suyu kaybetti? İklimsel değişimlerin gezegeni yaşanmaz hale getirmesi ani değil de uzun yıllar alan bir süreç miydi? Acaba günümüzde Dünya'nın yavaş yavaş başına gelen şey de bu mu? Bu nedenle mi Dünya üzerinde her geçen gün şiddetini arttıran iklimler görüyoruz? Küresel ısınma gerçekten var mı? Mars'ta geçmişte yaşam olmasa bile acaba bir gün üzerinde yaşam barındırabilecek koşullara sahip olabilir mi? İşte bu sorulara yanıt bulmaya çalışıyoruz ki üzerinde yaşadığımız gezegenin akıbeti hakkında daha doğru bilgilere sahip olalım. Belki bu sayede gezegenimizi yok olmaktan kurtarabiliriz.

Dünya dışı yaşam arayışımızda Mars her zaman özel bir yere sahipti ve hala da öyle. Mars yüzeyinde keşfedilen sıvı suyun varlığına dair kanıt öyle gösteriyor ki belki de Dünya dışı yaşamı bulacağımız ilk yer minik kuzenimiz Mars olacak. Sadece Mars değil Güneş sistemimizdeki dev gezegenlerden Jüpiter ve Satürn'ün uydularında da suyun olduğuna dair kanıtlanmayı bekleyen ciddi bulgular var. İnsanoğlu olarak Evren'in büyüklüğü ile kıyaslanabilecek devasa egomuzdan sonra ikinci en önemli özelliğimiz belki de kocaman merakımız. Bu merakın ülkemizin her yerini sarmasını ve uzay bilim ve teknolojilerine daha fazla zaman ayıran ve yatırım yapan bir ülke konumuna gelebilmeyi diliyorum.

Kaynak: Astronom Selçuk Topal - Oxford Üniversitesi, Astrofizik Bölümü

Yorumlar