![]() |
ANADOLU LEOPARI |
Bilim meraklıları, doğa fotoğrafçıları ve bilim insanları 1974’te vurulmasından sonra gündemden düşmeyen Anadolu leoparının hâlâ yaşadığını düşünüyordu. Anadolu leoparını görüntülemek için fotokapanlar kuruluyor, bazı izler keşfediliyor ancak kesin bir sonuç çıkmıyordu. 2010 yılında Siirt Gabar Dağı’nda bir leopar vurulmuş ve postu sergilenmişti. 5 Temmuz 2013’te Anadolu leoparının Karadeniz’de fotokapanla fotoğrafının çekildiği haberi geldi. Son olarak Kasım 2013’te Diyarbakır'ın Çınar ilçesine bağlı Solmaz köyü kırsalında çobanlar tarafından bir leopar vuruldu. Üstelik leopar çok da sağlıklı görünüyordu. Doku analizi sonucunda, vurulan leoparın İran’da yaşayan bir alt tür olduğu açıklandı. Bu, ülkemizdeki leoparın /leoparların önemini azaltmamalı. Aksine ülkemizde yeniden bir leopara rastlanması ülkemiz yaban hayatı için umut verici bir gelişme. Kafalardaki soru işaretleriyse kaybolmadı: Acaba tek bir birey miydi? Yoksa Anadolu’da bir popülasyon oluşturmuşlar, yaşamlarına devam etmeye mi çalışıyorlardı?
Bize düşen Anadolu leoparının soyu tehlike altında olan diğer canlılarla birlikte tanıtılmasına yardımcı olmak ve bu canlılarla karşılaşıldığında ne yapılması gerektiğinin bilinmesini sağlamak.
Anadolu leoparına (Panthera pardus tulliana) Anadolu parsı ya da Anadolu panteri de deniyor. Canlı ve parlak renge sahip postları kırmızımsı sarı ve siyah benekli. Tekdüze siyah olanlarına da rastlanıyor. Beneklerinin ortası ise boş. Ancak ayaklarındaki, kuyruklarının sonundaki ve yüzlerindeki beneklerin içleri dolu. Boyları 1,5 metre, kuyrukları da 1 metre kadar olabiliyor. Omuzlarının yerden yüksekliği 45-62 cm civarında. Leoparın İran’da yaşayan alt türünün (Panthera pardus saxicolor) kışı geçirmek için zaman zaman ülkemize girdiği de tahmin ediliyor.
Anadolu leoparı gece aktif olan bir hayvan ve ülkemizde insanla karşılaşmaması gerektiğini çok iyi biliyor. Bölgede şimdiye kadar, evcil hayvanlara da dâhil, herhangi bir saldırı kaydının olmaması bunun göstergesi. Gündüz leoparla karşılaşmak ya da onu görmek ise çok olağan dışı bir durum.
Bilimsel haberler yayımlayan "Science Daily" internet sitesinin haberine göre ebeveynler, Bristol Üniversitesi'nden bilimadamlarına dayanarak bu soruya "kedigillerin farklı ortamlarda yaşadığı, kürklerinin gizlenmelerini ve koşullara uymayı sağladığı" yanıtını verebilir.
YanıtlaSilBu sonuca ulaşmak için 36 kedigilin fotoğrafını kürklerine göre sınıflandıran bilimadamları, daha sonra bu hayvanların ortamları, avlandıkları yerler gibi bazı kıstaslar ve kürkleri arasındaki bağlantıyı incelendi.
Daha çok dağlık bölgeleri seçen kedigillerin beneksiz ve çizgisiz (puma gibi), tropikal ormanlarda yaşayanların ise büyük benekli (jaguar gibi) olduğu görüldü. Çoğunlukla ağaçta "vakit geçiren" kedigilin de benekli olduğu belirlendi.
Ancak araştırmaya imza atanlardan Will Allen, araştırılan kedigillerden sadece, çok iyi kamuflaj yeteneğine sahip kaplanın kürkünün dikey şeritlere sahip olduğunu ve bu durumun yaşadığı ortamla bağdaşmadığını vurguladı.
Dolayısıyla meraklı çocukların "neden sadece kaplanların kürkünde dikey çizgiler vardır" sorusuna bilim de henüz yanıt veremedi.
Araştırma "Proceedings of the Royal Society B" dergisinde yayımlandı.