Uyku insan hayatında sırrı tam olarak çözülememiş enteresan bir olaydır. Uykunun nasıl olduğunu bir bakıma hepimiz biliriz. Uyuyan bir insanda aşağıdaki durumlar gözlemlenir;
· Yatarak uyur.
· Gözleri kapalıdır.
· Çok yüksek bir ses olmadıkça, hiçbir şeyi işitmez.
· Daha yavaş ve ritmik olarak nefes alır.
· Adeleler tamamen gevşemiştir.(Eğer bir koltukta otururken uyumuşsanız, derin uykuda koltuktan düşebilirsiniz.)
· Bir veya iki saatte bir kendi vücudunu elleri ile kontrol eder.
Bunlara ilave olarak kalp atışı yavaşlar ve beyinde rüya denilen çok ilginç olaylar oluşur. Diğer bir deyişle uyuyan insan çevresinde oluşan şeylerin çoğuna ilgisizdir. Uyuyan bir insan ile komada olan bir hasta arasındaki en önemli fark, uykuda olanın yeterli bir dış müdahale ile uyandırılabilmesidir.
Vahşi doğada yaşayan hayvanlar için bu düzgün ve etrafa ilgisiz, yaklaşık sekiz saatlik uyuma periyodu pek mümkün görünmemekte, bu durumun insanın evrimi süresince oluştuğu sanılmaktadır.
Sürüngenler, kuşlar ve memeliler hepsi uyurlar. Onlar da uykularında kısa süreler için de olsa çevreleri ile ilişkilerini keserler. Bazı balıkların ve kurbağa gibi hem suda, hem de karada yaşayanların da belirli sürelerde aktivitelerini yavaşlattıkları, fakat hiçbir zaman çevre ile ilgilerini kesmedikleri biliniyor. Böceklerin ise uyuyup uyumadıkları bilinmiyor, ancak onların da bazıları gece, bazıları gündüz hareketsiz kalıyor.
Beyin dalgaları üzerinde yapılan çalışmalar sonucu, sürüngenlerin rüya görmedikleri, kuşların çok az, memelilerin ise hepsinin uykularında rüya gördükleri saptanmıştır. İlginç olan noktalardan biri şu ki, inekler ayakta uyurken değil de, yatarken rüya görebilmektedirler.
Hayvanların uyku süreçleri de farklıdır. Örneğin insan bir kere ve uzun süre uyurken, köpekler kısa aralıklarla bütün gün uyurlar. Hayvanların bazıları uyku için geceyi tercih ederken, bazıları gündüzü tercih eder.
İnsanların uyku ihtiyacı yaşlandıkça azalır. Yeni doğmuş bir bebeğin uyku ihtiyacı günde 20 saat iken, dört yaşında 12 saate, on sekiz yaşında 10 saate düşer. Yetişkinler uyku için yedi-dokuz saate ihtiyaç duyarlar ama, genelde 6 saat yeterlidir.
· Yatarak uyur.
· Gözleri kapalıdır.
· Çok yüksek bir ses olmadıkça, hiçbir şeyi işitmez.
· Daha yavaş ve ritmik olarak nefes alır.
· Adeleler tamamen gevşemiştir.(Eğer bir koltukta otururken uyumuşsanız, derin uykuda koltuktan düşebilirsiniz.)
· Bir veya iki saatte bir kendi vücudunu elleri ile kontrol eder.
Bunlara ilave olarak kalp atışı yavaşlar ve beyinde rüya denilen çok ilginç olaylar oluşur. Diğer bir deyişle uyuyan insan çevresinde oluşan şeylerin çoğuna ilgisizdir. Uyuyan bir insan ile komada olan bir hasta arasındaki en önemli fark, uykuda olanın yeterli bir dış müdahale ile uyandırılabilmesidir.
Vahşi doğada yaşayan hayvanlar için bu düzgün ve etrafa ilgisiz, yaklaşık sekiz saatlik uyuma periyodu pek mümkün görünmemekte, bu durumun insanın evrimi süresince oluştuğu sanılmaktadır.
Sürüngenler, kuşlar ve memeliler hepsi uyurlar. Onlar da uykularında kısa süreler için de olsa çevreleri ile ilişkilerini keserler. Bazı balıkların ve kurbağa gibi hem suda, hem de karada yaşayanların da belirli sürelerde aktivitelerini yavaşlattıkları, fakat hiçbir zaman çevre ile ilgilerini kesmedikleri biliniyor. Böceklerin ise uyuyup uyumadıkları bilinmiyor, ancak onların da bazıları gece, bazıları gündüz hareketsiz kalıyor.
Beyin dalgaları üzerinde yapılan çalışmalar sonucu, sürüngenlerin rüya görmedikleri, kuşların çok az, memelilerin ise hepsinin uykularında rüya gördükleri saptanmıştır. İlginç olan noktalardan biri şu ki, inekler ayakta uyurken değil de, yatarken rüya görebilmektedirler.
Hayvanların uyku süreçleri de farklıdır. Örneğin insan bir kere ve uzun süre uyurken, köpekler kısa aralıklarla bütün gün uyurlar. Hayvanların bazıları uyku için geceyi tercih ederken, bazıları gündüzü tercih eder.
İnsanların uyku ihtiyacı yaşlandıkça azalır. Yeni doğmuş bir bebeğin uyku ihtiyacı günde 20 saat iken, dört yaşında 12 saate, on sekiz yaşında 10 saate düşer. Yetişkinler uyku için yedi-dokuz saate ihtiyaç duyarlar ama, genelde 6 saat yeterlidir.
Uyumak öğrenmeye yardımcı mı?
YanıtlaSilBilimadamlarına göre rüya görüldüğü sürece, yeni bir şeyler öğrenip hemen uyumak, yeni bilgilerin akılda kalmasını sağlayabilir.Uzmanlar, yeni üstlendiği bir işi düşünerek rüya gören kişilerin uyandıklarında, rüya görmeyenlere kıyasla daha iyi performans sergilediklerini belirledi.
Araştırma kapsamında gönüllü deneklere, üç boyutlu bilgisayar ortamında hazırlanmış bir labirentin planını incelemeleri ve öğrenmeleri istendi.
Daha sonra deneklerden bir bölümünden bir süre labirenti düşünerek uyumaları istendi.
Uyumalarına izin verilen grup, labirentte diğer gruptan çok daha hızlı şekilde ilerleyerek çıkış kapılarından birine ulaşmayı başardı.
Öğle uykusu
Araştırmacılar, rüyaların beynin bilinçdışı bölümlerinin göreve ilişkin bilgileri işlemek üzere sıkı şekilde çalıştığına işaret ettiğini düşünüyor.
Araştırmanın yazarlarından Harvard Tıp Akademisi'nden Doktor Robert Stickgold, rüyaların beynin farklı seviyelerde ama aynı sorun üzerinde çalışmasında belirleyici olabileceğini söyledi.
Stickgold rüyaların beynin mevcut anıları, gelecekte daha yararlı olmalarını sağlayacak şekilde ilişkilendirme çabasını yansıtabileceğini belirtti.
Bilimadamları, "Cell Biology" adlı akademik dergide yayımlanan araştırmanın öğrenme ve hafızanın geliştirilmesine yönelik çalışmalarda fayda sağlayabileceğini bildirdi.
Uzmanlara göre örneğin, öğrencilerin yatmadan önce derslerine sıkı şekilde çalışmaları ya da öğleden sonraları bir süre çalıştıktan sonra uyumaları daha iyi olabilir.